21 Ağustos 2010 Cumartesi

The International


Hayatımızın en ufak bir kırıntısında bile, iyi veya kötü bir sistem vardır. Filmde de bir sistem, ajanımız Louis Salinger(Clive Owen) tarafından çökertilmeye çalışılıyor. Film, isminin hakkını vermiş ve Istanbul, Berlin, New York, Milan gibi bir çok şehirde çekimler yapılmış. Yalnız takıldığım bir nokta var. Bir sahnede Türk arkadaş, ajanımıza Çeviri Türkçesi(!) ile "Hey sen, buraya gel" diyor. Yahu arkadaş hangi Türk birine böyle seslenir? Ekipteki kimse mi ses çıkarmamış bu duruma, anlam veremedim. İzlemeden önce merak edip oyuncularına bakmadığım için, Ahmet Sunay karakterini Haluk Bilginer'in canlandırdığını görünce hem şaşırdım hem de gururlandım tabii ki.

Beğendiğim bazı repliklerin Türkçe karşılıklarını vermek isterim;

"Savaşları asıl önemli kılan yol açtıkları borçlardır. Borçları kontrol eden her şeyi kontrol eder.
Bankaların temel sebebi budur. Bizi uluslar veya bireyler şeklinde ayırıp, borçların kölesi haline getirmek…"


"Bazen hayattaki en zor şey hangi köprüyü yakıp hangisinden geçeceğine karar vermektir"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder